devam eder.

Dirsekleri yuvarlak masada kollarıma paralel, anlatıyordu bir şeyler.

Çözmenin, anlamanın ve acilen kalıba dökmenin peşindeydim gözlerimi dinlemeyi seven gözlere benzetmeye çalışırken.

Saat sabaha karşı dört, beş.

Anlatmak istediklerimi benden eksiksiz yüzüne söyleyebilecek onlarca adamı sokaklarda elimle işaret edemeyeceğim, sabahın en soğuk saatleri, sahilde donar insan.

Küçük şehirde yaşamak adımlarını küçültür. Çarpıklığın örtüsüne saklanmış büyük kentleri anlamlandıramadığında büyülenir, huzurun en saçmasıyla dolar insan.
  • Fırat Aydın

1 yorum:

  1. Adsız dedi ki...
    17 Temmuz 2019 07:37

    lan gümüşhaneli varoş faresi, hem akraba evliliğinden doğmuşsun hem de epilepsi hastasısın. blogunun neden böyle sik kırığı olduğu şimdi anlaşıldı. sen yarrak kafalı bir geri zekalı olmayacaksın da kim olacak? genlerin komple çöp amk! tez geber, yok ol!