Kime diyorum "Ben?"

Birine aşık olmak. İyi vakit geçirdiğin, sıkıntı duymadığın kahkahalı bir kalabalıkta olsan da bir yandan onu düşünmek. Alkolsüz anlarında dahi kısa süreli bir dargınlığın içini acıtabilmesi, sevişmediğin halde gerçek bir mutluluk hissi yaşatabilmesi...

Bir alt sebebe tabi olmaksızın salt formlarıyla hiçbir anlama denk düşmeyen bu işlerin içini doldurabilecek ölçüde kuvvetli biyolojik gerçeklik koca bir dünyayı parmağında oynatır. Fakat "%100 ben"e kendi ölümünün ardından bir daha asla sahip olamayacağını bilen kimseler, yakın gelecek için %50'yi vaadeden spermden birey var etme fikri konusunda genleriyle pazarlık edercesine "aşkın bir masal olduğu" savıyla ortaya çıkarlar. Genler bu pazarlığı sayısız yılca süregelmiş doğal işleyişin gerektirdiği üzere kabul edemez ve diğer %50'nin ait olduğu bir karşı cinsle birleşilip olabildiğince çok birey var edilmesi gerektiğini buyururlar. Bu asli amaç için örtülü biçimde kullandıkları yüzlerce yöntemden köklü ve en etkili olanı "aşk" ondan hiç aşağı kalır yanı olmayan düşünsel faaliyetlerin getirdiği kusurluluk haline ve bu halin yaratabileceği olası sapmalara karşı hormonal aktiviteler ve çağın tüm estetik araçlarını kullanarak fikri esir alma mevzusunda belirgin ve korkunç biçimde iş görmektedir. "%100 ben"e ulaşamadığı ve asla ulaşamayacağını bildiği için bir kadına kendi kadar aşık olamayan adam; genlerinin, ortalama 60 yıllık bir %100'dense yüzdesi nesiller sürdükçe düşecek ancak yaşayacağı yıl sayısı belirsiz halihazırda bir %50'nin oluşma ihtimalini bu denli diretmesinden, olanların tümünün hayatta kalması için açık yahut gizli biçimde planlanıyor oluşundan duyduğu rahatsızlık vesilesiyle, kendine karşı -derinden destekli- duyduğu hassasiyeti dahi bir kenara bıraktığında; aşk intihara her şeyden daha yakın hale gelir.

İntihar pazarlıksız bir biyolojik dayatmanın esiri olmayı reddeden insanın; oyunu -galibi olmaksızın sonlandırmak üzere sakladığı güçlü ve/fakat yararsız kozudur. Yağmur ormanlarında 100 yavru doğurup yalnızca 1'ini hayatta tutabilen yılanın, diğer 99 yavrusunun genleri adına intiharıyla, bireyin beyni adına intiharı arasında "bilinç" kayda değmeyecek kadar küçük bir farktır.

Sonradan gelen not: Kafam öyle kıyakmış ki o gün, tekrar okuyunca anladım, saçmalamışım büsbütün.
  • Fırat Aydın

2 yorum:

  1. Adsız dedi ki...
    25 Ocak 2016 20:03

    Neresi saçma be çok iyi olmuş.

  2. teşekkür ederim adsız.