Nöbet

Kimsenin kimseyi anladığı yok. 2015 olmuş hala saymaya devam ediyorlar. Oyundan sıkılmıyorlar. Bu sayma oyunu, kendini ve her şeyi çevrelediğinden beri telaşın can yakmaya başladığını görmüyorlar. Telaş var. Olduğundan büyük ya da küçük hissettiğindeki telaş. Hacim telaşı. Kutup ayıları, ormanlar, sigara, egsozda; kertenkelelerin hızlı adımlarında telaş. Bas bas bağırıyor, tarihi yazın, hafızayı büyütün, alanı genişletin ve daraltın, beyin bağırıyor.

Kalkıp koridoru başından sonuna koşuyorum. Alnımdan duman çıkıyor, kafamı buzluğa sokuyorum. Benden başka kimse yok. Benden başka kimse yok ve ben, benden başka herkesle olmak istiyorum. Koridor çok dar. Koridoru genişletin ve daraltın.

Artık şu çarşafı biri gersin, köşelerine simetri versin, bu oyun eksik kaldı, bu da oynansın ve biri beni, ben fark etmeden öldürsün. Fark edersem çok üzülürüm. Son seramonimde bari hüzün olmasın.

İşe yaramayan birini bulun, beni o öldürsün. Bir işe yaramış olsun. Bir işe yaramışlığın ağırlığına dayanamasın ve bir başka işe yaramaz da onu öldürsün. Bu sayma oyunu burda sona ersin. Döngüsellikten nefret ediyorum. Terimi içecek kadar bunaldım, artık çember çizmeyi bırakın. Çemberi genişletin ve bir noktaya dönüşünceye dek daraltın.
  • Fırat Aydın

4 yorum:

  1. Adsız dedi ki...
    16 Ağustos 2015 01:12

    yazılar çok iyiymiş !

  2. teşekkür ederim adsız kardeşim.

  3. yazilar çok iyi gerçekten.

  4. yazilar çok iyi gerçekten.